Duvarın üç hali
Duvara dayanmışız. Bu duvar Nazım ’ın güneşli bir pazar gününde sırtını dayadığı duvar değil; bu duvar, tehlikeyi fark ettiğimiz halde aldırmadığımız, yalanın egemenliği üzerine kurulu saldırı karşısında hep gerilediğimiz, sıkıştırıldığımız köşede sırtımızı dayadığımız duvar. Zeminin sarsılmaya başladığını fark edenlerin halkın işe karışmasını önlemek, yitirdikleri istikrarı kurabilmek için daha fazla gerileme “şansı” olmayanlara saldırmalarını bekliyoruz. Hazırlandıkları görülebiliyor. Seçimler yaklaşırken, sırtlarını duvara dayamış olanların kendi aralarındaki dayanışmanın, işbirliği çabalarının romantik ama hayali olduğunu, niyetlerin baki, adımların sahte oluğunu büyük bir zevkle izliyorlar. Papaz Niemöller ’den söz edenlerin sayısı arttı. Hava karardı. Gün söndü. Tozlu şosede yankılanan ayak sesleri uykumu kaçırsa da başım ikide bir önüme düşüyor. O zaman salaş bir köy kahvesinde kırık dökük bir sandalyeye oturuyor, kitabı açıyor ortalarda bir yerden telaşla okumaya ...